Kayıtlar

Öne Çıkanlar

Başarıyı Kutlamak

Resim
 Okulların açılmasına az kaldı .Saat gece 1:00.Başöğretmenlik kitabını(pdf) okuyorum. 12 modül var ve ben hâlâ 3.modüldeyim. 153.sayfada ,az önce çok güzel bir söze denk geldim. Şöyle diyor John Dewey: "En iyi ve akıllı ebeveynler kendi çocukları için istediklerini, toplumun bütün çocukları için istemelidir .Okullarımız için diğer idealler dar fikirli ve sevimsiz olur; demokrasimizi zedeler. " Ne kadar da doğru bir söz. Özellikle pandemi ile birlikte artan whatsapp grupları ve uzaktan eğitim gibi etkenlerle ailelerle daha içli dışlı olduk.Ve daha önce tam da dışa vurulmayan baskasının çocuğunu kıskanma, kendi çocuğunun her şeyde ön planda olmasını isteme gibi şeyler bariz bir şekilde gözlemlenir oldu.Hatta açık açık söylemlerle bile karşılastım. Sadece çocuklarımız konusunda değil diğer tüm alanlarda da  toplum olarak başkasının başarısından rahatsız olma,iş birliği içinde birlikte hareket edememe, basarılıyı, çalışanı ayağından tutup aşağıya çekme eğilimindeyiz. Ebeveynler, ...

Yaşa Gitsin

Resim
Biraz önce pazara gittim. Tezgahın birinde morumsu, pembemsi, mürdümsü, dikenli gibi ama değil  boynuzlu gibi ama değil bir şey var. Tam bu neymiş böyle diyordum ki yanımdaki kadın "bu ne böyle "diye atıldı, aldı eline evirip çevirdi. Pazarcı,"ejder meyvesi"dedi. Kadın "ne işe yarıyor bu?"diye sordu. Pazarcıdan muhteşem,bilimsel ve tarihi ve aslında çok da doğru  bir cevap geldi : -Yiniyoooo! 😁 Gerçekten de en önemli görevi yenecek bir şey olması.Yiyecekleri yememizdeki ilk ve en önemli amaç açlığımızı gidermek değil mi? İnsan yaşamındaki temel ihtiyaçlardan bir tanesi. Eskiden sadece yerdik. Hiç kalorisini,  besin değerini, hangi organımiz için gerekli olduğunu düsünmezdik. Şimdi günde ;ay 250 kalori ekmekten aldım,80 kalori karpuz yedim,ay artık badem yiyemem gibi hesaplar yapar olduk. Bugün biraz karacigerimi besleyeyim, enginar yiyeyim, diyoruz. Çocuguma ceviz yedireyim de zeki olsun,falanca hamileyken çok çilek yemiş kızı 3 yaşında okumayı söktü, diy...

İyi İnsan

Resim
😂😂    İyi insan gülüşünü sevdiğinizdir, demiş Dostoyevski. Hiç düşündünüz mü çevrenizdeki kişilerden kimlerin gülüşlerini seviyorsunuz? Yakınlarınızdan birileri mi, iş yerinizden mi,okuldan mı,arkadaşınız mı ya da tanımadığınız,gün içinde iletişim kurmak durumunda olduğunuz birileri mi? Bazı insanların yüzlerine yayılan kocaman gülüşleri olur,bazıları hafifçe gülümser,bazıları bol kahkahalıdır. Ama her gülüşü sevmeyiz gerçekten de.Herkes gülünce pozitiflik yayar ama bazıları gerçekten gözlerinin içi ışildayarak, sanki tüm hücreleriyle gülüyorlarmış gibi bizi çekerler kendilerine. Onlar Dostoyevski 'nin dediği gibi iyi insanlar mıdır bilmiyorum ama ben genelde sevdiğim insanların gülmelerini daha çok seviyorum. Onları güluşünü sevdiğim için değil,onları sevdiğim için gülüşlerini seviyorum. Mesela babamın gülmesi demek benim için hayatın anlamı demek. Mesela çocuklarımın gülmesi demek de her şey demek. Yani onları mutlu görmeyi seviyorum aslında.Okulda öğrencilerim için de ayn...

Gecenin Tam 3'ünde

Resim
 Zor değil anlamaya çalışınca hiçbir şey. Geceyi de anlamak lazım. Saat 3'ü de .Sessizliğin kulakları yırtan en derin yerinde siyahlığına kuşlar doluşuyor belki. Belki ürkütmemek için susuyor gece. Ve az önce 17 Ağustos 1999'da 4 çocuğunu birden kaybetmiş bir annenin dayanılmaz hikayesini okumuş belki.Sırtım dönük yakalandım bebeğime demiş kadın. Sırtıma vura vura son nefesini verdi yavrum ,demiş. Tam da o sırada Marmaris'te bir otel odasında bir bebek ağlamış kucağında başka bir annenin.Ve yine o anda Eskisehir'de iki kardeş patlayan fayanslarından atlayarak kaçmış en yakın parka. Öyle çok yıldız varmış ki gökyüzünde. Ve öyle çok kayıp yok olmuşlar ki,taş küre sönmüş yıldız dolmuş.Tam da o sırada bir kadın parktakilere elinde koca bir tepsiyle yaprak sarması dağıtmaktaymış. Evleri yapanlar kucaklarında çaldıkları demir ve kolonlarla ,izin verenler de ellerinde sıkı sıkı tuttukları imzalarıyla mışıl mışıl uyumaktalarmış.  

Hiç de aşka Benzemeyen Bir Aşk

Resim
 (Tatil şiirleri 3) Sokağın tozu, sırtımı sıvazladı bugün Dün de geri dönüşüm kutusu elimi tutmuştu aniden Hiç de yağmura benzemeyen bir yağmur yıkadı titremelerimi Neden titriyorum son günlerde Neden bakamıyorum göz bebeklerine insanların El sıkışamayan insanlara kızarken Neden her baktığım göz rahatsız edici, diyorum. Cam gözlü bir kedi, kafasını sürüyor yılların yükünü taşımış Menzili sayılmamış bacaklarıma Kaç kez sessizlikte anılarımı çitilemişim Kaç kez ağlamışım yastık seanslarında Kimse saymamış, Ve mikroskopla ince bir yılan derisi inceleyen ilkokul çocukları Sanki en muhteşem göz benim gözümmüş gibi bakarken Birden büyüyorlar, Ben büyüyüşleri de alıp çıkıyorum teneffüse Hiç de çaya benzemeyen bir çay alıyor hararetimi Dün de aynısı oldu Alınan hararetimle el ele çıktım bahçeye Çay sonrası kahve, kahve sonrası çay Hiç de kafein olmayan hiç de tein olmayan Bir aşkı uyuyorum, Yumurta topuk ayakkabılı ağır abiler gibi göğüs kılları fışkırtılmış gömlek yakaları gibi Altın zinc...

Yan Koltuk

Resim
 (Tatil şiirleri 2) Kapılar kapanır, hüzünler kapanır Bir çeşit tecrit odası gibidir evler Kapılar açılır, uyanır dillerdeki acı tat Uyumamış gibi, hiç yaşamamış gibi Kollarında altın bilezik taşıyan kadınlar Şıkırdata şıkırdata gecenin bulaşığını arıtır. Yer çekimi kuvveti bir anlığına yok olur deterjan köpüklerinde Köpüklerin üstünde bir mutfak turu Sanki mutfak mutfak değil de beş numara dört yıldız bir hızlı tren kompartımanı Sanki dua, sanki gerçekleşmemiş bir dilek ve Bir zeytin çekirdeğindeki hayat fışkırır madeni ellerinden. Açılan bir perde büzgüsündeki desen olur yüzü Paçalarında binlerce çocuk, sokaklara sığmaz çıksa Hacı yağları dökülmüş kaldırım taşları takılır ayaklarına Limon olsun istemiştir oysa çok değil mandalina olsun istemiştir kokusu Seyrek sepirdek saçları hep aklında, Allayamadıysa yanakları da. Bir hüznü devamlı taşımaktan yorgun gözleri kapanır şehir içi dolmuşlarda Kapılar tekrar kapanmadan o önemli soru gelir Kimse sormasa da gelir "Akşama yemekte ne va...

Herkes Biliyor Filmin Sonunu

Resim
 Tatil Şiirleri 1 Ancak iki şey arasında köprü olabilirim Köprüyü tutan ayaklar olmak yerine. Ancak köy dönüşü huzursuzluk, kapana kısılmışlık olabilirim. Daha fazlası yorar kemiklerimi. Ağız dolusu bir hayır demeyi öğrenmek yıllar alıyor Diline geliyor ve gidiyor, geliyor gidiyor. Koynunda yılan besleyenler, avcuna konan uğur böceğinden medet umuyor. Kül süpürüyorum ben de, bakla fallarından sonra Kulağının arkasından kırmızı bir karanfil sarkan kadın herkese çok güzelsin diyor Beş vakte kadar güzelsin diyor. On vakte kadar göz kapakların düşecek On beş vakte kadar kaz ayakların gülecek Yirmi vakte kadar bıyıklı bir teyze olacaksın. Hayat komik mi ne! Herkes biliyor filmin sonunu ama Kimse takmıyor. Ancak susarsam anlıyorlar en çok beni Ancak karşılık vermezsem saçmalıklarına, o zaman karşılıksız seviyorlar. "Evet "çılgın bir kelime, Acaba sordular mı doğmadan önce ve biz evet diyerek kabul mü ettik gelmeyi. Acaba gözlerimiz niye bu kadar çukurlu? Çıldırmış olduğumuz o anı m...